Safranlı lokumu gibi adına yakışan şehir…
Ağaçlardan örülü Safranbolu yolunda güneş kayboluyor adeta
Amasra’dan sonra
uğradığımız Safranbolu yolunda
güneş kayboluyor ve ağaçlardan örülü
kamelyada gibi tırmanıyorsunuz rakımı
oldukça yüksek dağı. Yerli turizmin de gözdesi olan Safranbolu UNESCO’nun miras listesinde. Uzakdoğulular buranın tarihi ve kültürel yapısını çok
sevdiğini öğrendik ki dükkanlarda
Japonca yazılar ilk dikkatimiz çekenlerden.
EY BE SAFRANBOLU…
Ey be Safranbolu, Osmanlı
klasik mimarisinin en güzel örneklerinin diyarı. Bize hoş geldin
derken o güzelim eski ve yeni restore edilmiş evlerine hayran bıraktın bizi. Şöyle bir baştan
başa süzdüm hanları, hamamları çarşıyı
sokakları…Sokağın başı ve karşılıklı
duruşları farklı dünya ve sokağın
perspektifinde uzanıyor gökyüzü bir rüya… Safranbolu’yu çok iyi tanıyan
anneannesi orada yaşayan Salih Arslan, Safranbolu’da geçen çocukluğunu
anlatırken bizleri de 25-30 yıl
öncesine götürdü. Safranbolu gezimiz Hıdırlık Tepesi’nden Safranbolu’ya şöyle bir tepeden bakmakla başladı. Kartpostallara
taş çıkartan şehir çok kalabalıktı.Göz alabildiğine evlerin sıralandığı Safranbolu-Hıdırlık tepesinde Ankara’lı
Ahmet Kıratoğlu ile Karabüklü Merve Yıldırım gelin-damat kıyafetleri içinde Safranbolu manzarasında mutluluk fotoğrafını çektirmek
için gelen çiftlerden sadece bir tanesiydi.
SAFRANBOLU’DA
KAYBOLMAK
Dar
sokaklardan görülen ulvi minarelerin ardına dizilen evlerin şehri Safranbolu.
Amasra’dan geçerseniz ağaçlardan ağ gibi örülmüş serin ve ferah bir yolun
keyfini yaşarsınız. Safranbolu Karabük ilinin en büyük ve
gelişmiş ilçesidir. Konumu Ankara'nın
220 km
kuzeyinde ve Karadeniz'in 90 km
güneyindedir. Karabük ilçe merkezinin de
8 km kuzeyinde bulunmaktadır. Safranbolu
şehir merkezi ile Karabük il merkezi bitişiktir. Biz Safranbolu
seyahatimizi Safranbolu’yu çok iyi
tanıyan anneannesi orada yaşayan Salih Arslan’ın mihmandarlığında gerçekleştirdik. Öncelikle Hıdırlık Tepesine çıktık Safranbolu’ya şöyle bir tepeden baktık. Kartpostallara taş
çıkartan şehir çok kalabalıktı.Göz alabildiğine evlerin sıralandığı Safranbolu-Hıdırlık tepesinde Ankara’lı
Ahmet Kıratoğlu ile Karabüklü Merve Yıldırım gelin-damat kıyafetleri içinde Safranbolu manzarasında mutluluk fotoğrafını
çektirmek için gelen çiftlerden sadece bir tanesiydi.
SAFRANBOLU ADINI SAFRAN’DAN ALIR
Safranbolu’nun adını duyuran ve UNESCU miras listesine yazdıran karakteristik ev örneklerine, Beypazarı, Göynük,
Taraklı, Odunpazarı gibi
Türkiye'nin birçok yerinde rastlanan Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî Safranbolu
evleri ile ünlü olan
şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye'de Dünya Miras Listesi'nde yer alan 9 kültürel varlıktan
biridir ve turistik ilgi çekmektedir. Safranbolu
ismini, bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan alır. Safranbolu coğrafi konumu
nedeniyle tarih boyunca idari ve ticari bir merkez olmuştur. 2010 adrese dayalı
nüfus sayımına göre nüfusu 49.014'dir.
Tarihte Paflagonya olarak adlandırılan bölgede bulunur ve
birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Türkler tarafından kesin olarak
alınışı 1196 yılındadır. Osmanlı zamanında 17. yüzyılda İstanbul-Sinop yolu üzerinde olması nedeniyle
tarihteki en önemli dönemini yaşamıştır.2002'de kurulan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ne bağlı Fethi Toker
Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Safranbolu Meslek Yüksek Okulu ve Safranbolu
Turizm Fakültesi bulunmaktadır.
Şu anda ise bu fakülteler Karabük Üniversitesi'ne bağlıdır.
HIDIRLIK TEPESİNDEN ANKARALI DAMATA RASTLADIK
Safranbolu seyahatlerinde
gezmeye genellikle Hıdırlık Tepesi’nden
başlanıyor. Biz de öyle yapmayı tercih
ettik. Safranbolu’ya tepeden baktık. Çok muhteşem görünüyordu. Hıdırlık
Tepesi’nde Osmanlı evlerinin fon olduğu
fotoğraflar ardı ardına flaşların patlamasıyla anıtlaşıyordu adeta. Ve
orada mutlu günlerini sonsuza kadar
yaşatmak isteyen Ankaralı Ahmet Kıratoğlu ile Karabüklü Merve Yıldırım’ı düğün fotoğrafları
için poz verirken rastladık. Onların mutluluğuna ortak olmak istediğimizi
söyleyerek deklanşörümüze bastık. Biz
Safranbolu’yu çok seviyoruz diyen çift, Ankara’ya doğru yol alırken o
güzelim doğa içinde çekilen gelin-damat
fotoğrafı anı olmuştu bile elbette bir de gazetemize haber…
SAFRANBOLU’NUN SUSAMSIZ SİMİTİ
Gitmeden önce duymuştuk methini susamsız simidin. Vardık
ustanın elini öptük. Sorduk sual ettik susamsız simidi.
KOÇU: BİZLER İLK KUŞAĞIN YAVERLERİYİZ
Susamsız simidin
ustası Erol Koçu, biz 150 yıllık ve 4. kuşak susamsız simitçiyiz. Bu simide kazan simidi
de denir. Oğlum Mehmet Koçu eşim büyük
patron Selma ile birlikte Safranbolu’ya özel susamsız simidi çıkarıyoruz”
dedi. Erol ustanın oğlu Mehmet Koçu,
Biz 4. kuşak
simitçiler ilk kuşağın yaverleriyiz.
Büyük patron Selma Koçu annemiz. Onsuz bu dükkan olmaz, diyerek uzattı halk arasında kel simit olarak
da biline susamsız simidi elimize. Susam
sevmeyenlere çok tavsiye edilir.
POLATLILI BANVİTLER
DE SAFRANBOLUDAYDI
Barış Gökçe, eşi
Fatma Gökçe ve kızı Emel Nur ile Safranbolu’da karşılaştık. Barış Gökçe bizi
görür görmez, siz Sevgi Yılmaz değil misimiz diyerek yanımıza geldi böylece
Polatlı yerel basını ta Safranbolu’da tanıdık simaya rastlamanın keyfini
çıkardı.
MEHMET DEĞERLİ 47 YILDIR SAFRAN TOHUMU SATIYOR
Mehmet Değerli’nin
dükkanının önünde Japonca yazılar görünce ilgimizi çekti. Merak ettik Mehmet Değerli’yle sohbet etmeye başladık. Değerli,
47 yıldır safran tohumu sattığını söyleyerek
Safranbolu’da deniz tatili yerine tarihi ve kültür turizmine tercih eden
Japonlar eylülde gelir. Tayvan, Malezya,
Hongkong ve Çinliler Temmuz ve Ağustosta gelir. Japonlar çok geldiği için açıklamalar
da Japonca, dedi. Mehmet Değerli daha sonra sohbete şöyle devam etti. Eğer
lokum tutarsak Japonlar ve Çinliler bir
tane alır Koreliler bir avuç alabilir diyerek
kültürler arasındaki farkı da anlattı.Eğer bu röportajı yayınlarsanız
Mehmet Değerli, Safranbolu, diye adresi yazın yeter, dedi.
SAFRANBOLU YÖRESEL
YEMEKLERİNİ ATA KAPUCU’DAN DİNLEDİK
Safranbolu esnafları ulusal gazetelere boy boy
röportaj ermişler çok medyatikler ama ilk kez yerel basına kendilerini anlatmak
da hoşlarına gitti. Ata Kapucu yarım asırlık
restoranı önünde Safranbolu’nun yöresel yemeklerini sıraladı:
SAFRANBOLU YÖRESEL
YEMEKLERİ
Peruhi,
Etli yaprak dolması,
Tereyağlı uzun
fasulye,
Cevizli kesli yayın,
Ve kirensuyu şerbeti.
SAFRANLI
LOKUMU ÇAKIRLAR DAMAKLARA SUNMUŞ
Yarım asırlık safranlı lokumu lezzet
duraklarına tecrübesiyle sunan Mehmet Çakır ve Metin Çakır ilk olarak safranı lokumda biz kullandık
dediler. Çakırlar Aynı zamanda Safranbolu turizmine katkı olarak eski Safranbolu evlerini müzeye dönüştürerek
yerli yabancı müşterisinin hizmetine açmış.
LOKUM CAFE’DE
ISPANAKLI GÖZLEME YENİR VALLAHİ!
Safranbolu’nun
yerlisi olan Ayten Hanım, el marifetini üretime dönüştürerek 7 yıldır gözlemecilik yapıyor. Yanında
çalışan Furkan Demiroğlu ise müşteriye hizmet ediyor. Ayten hanım, çok güler
yüzlü. Onun yeri de Safranbolu evi. Ayten Hanım evine alışkın biz ise evleri
tek tek inceledik. Tuvalet kapısındaki çıtlağa( eski kilit) kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder