Rus radyocu sosyal paylaşım sitesinden Türkiye’nin Zafer
Bayramı’nı kutladı
Asthova :Tüm Türk arkadaşlarım, zafer bayramı kutlu olsun!
30 Ağustos Zaferi kutlamalarına yabancılardan
tebrik geldi. Rus
radyocu Anastasia Astahova sosyal paylaşım sitesinden
Türkiye’nin Zafer Bayramı’nı kutladı
Rus radyocu Anastasia Astahova sosyal paylaşım sitesinden
Türkiye’nin zafer bayramı’nı kutladı
Anastasia Astahova genç bir medya
mensubu, Rusya Devlet Radyosunda çalışıyor. ayrıca bir haber web sayfasının
genel yayın yönetmeni. Anastasia Asthova, Türkiye ‘yi çok sevdiğini ve sürekli
gidip geldiğini söyleyerek Türkiye’ye ve Türk diline aşina olduğunu Ayme Ajans bünyesinde çıkan Polatlı
postası’nı ve Radyo Kent stüdyosunu
ziyaretinde geçtiğimiz aylarda dile getirmişti. Türkiye’nin her yerine
gittiğini belirten Astahova, ülkemiz hakkındaki düşüncelerini şöyle dile
getirdi; “Rusya’da ve kuzey ülkelerinde Türkiye sıcak ülke olarak sadece
Antalya ve İstanbul’dan ibaret bir ülke olarak biliniyordu. Ülkeniz hakkında
hiç kimsenin en ufak bir bilgisi yoktu, sıcaklığından dolayı Mısır’a
benzetiliyordu. Böyle gezilerle Türkiye’nin tarihi, gizemli dünyası ve
mistik havasını açığa çıkardığından herkes merak edip geliyor” dedi.
GORDİON VE DUATEPE’Yİ GEZMEYE GELDİLER
Geçtiğimiz aylarda üç kişilik yabancı grubu, Duatepe'ye
çıkarak Türk İstiklal savaşının en önemli mevzilerinden birini yerinde
inceledi. Burada, yabancılara rehber tarafından Dua Tepe ve Sakarya
savaşıyla ilgili bilgiler anlatıldı. Turistler tarihimizi çok etkileyici
bulduklarını söylediler. Turistlerin bazıları özellikle Rus kökenliler, Osmanlı
tarihine olan ilgisinden dolayı bu bilgilere aşina olduğunu söyledi. Daha sonra
Polatlı girişindeki dur işareti yapan asker heykeli gösterilerek düşmanın
buraya kadar geldiği, buradan geri püskürtüldüğü anlatıldı. Sakarya
meydanındaki düşmanın burada durdurulup geri püskürtülmesini, Turistler 2.
Dünya savaşında Almanların Moskova önlerine kadar gelip buradan geri
püskürtülmesine benzetti. Türk Milletinin Tarihine sahip çıkması ve böyle
anıtlarla onları anmasını çok güzel bulduklarını söylediler. Bundan sonra imkan
buldukça sayısı kaç olursa olsun yabancıları getirip kendi otelinde
konaklamalarını sağlayacak ve onlara Polatlı’yı gösterecek. İlçemizin büyük bir
turizm potansiyeli olduğunu söyleyen Yağcı, kendisinin bu alanda yatırım yapmak
istediğini; fakat Polatlı yönetiminden destek beklediğini belirtti.
POLATLI’NIN TURİZM GELECEĞİ: GORDİON
Yolumuz, onun ardından misafirlerin
en çok merak ettikleri Gordion şehir kalıntıları, Kral Midas’ın tümülüsü ve
müzedeki eserleri görmek için bu tarafa düştü. Müze alanının, Friglerin mobilya
yapımında kullandıkları sedir, kokulu ardıç, şimşir, sarıçam, ceviz ve porsuk
fidanlarıyla ağaçlandırıldığını görünce ev sahibi olarak bu yönden gururlandık.
Müze’de dönemin çeşitli eşyaları ve mezar kalıntılarını gördük. Ne kadar müze
yetkililerinden her hangi yardım veya rehberlik, karşılama göremesek de
buradaki gizem hepsinin üzerini örttü. Müze içerisinde var olan bu
eksikliklerden ev sahibi olarak bizler rahatsız olsak da gelen turistlerle
tarihimizi paylaşmanın ve Anadolu'muzun gizemini anlatmaktaki heyecanımızdan
görmezden geldik. Kral Midas’ın tümülüsüne giren Turistler buradaki mezarla
karşılaştıktan sonra korku ve merak duygusuyla karışık bir duyguya kapıldılar.
İKBALS TURİSTLERE GORDİON’U GEZDİRDİ
Durali Yağcı, dışardan gelen konuklara hem
tümülüsler hem de müze hakkında bilgiler verdi. Gordion Müzesi; 1963 yılında,
şimdilerde Yassıhöyük olarak tanınan 500 nüfuslu küçük bir köyün yanında
kuruldu. Bugün Gordion Müzesi’nde kronolojik bir sergileme sunuluyor, her dönem
karakteristik örneklerle temsil ediliyor. Üç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri,
bunu takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemine ait eserler yer
alıyor. Bu eserler içinde Erken Demir Çağı’na ait el yapımı çanak-çömlekler,
Erken Frig Çağına ait demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmektedir.
Yeni sergi salonunda panoramik vitrin içinde M.Ö. 700 yıllarına tarihlenen
tahrip katına ait tipik bir yapı sergilenmektedir. Yeni salonun geri kalan
kısmında M.Ö. 6- M.S. 4. yüzyıla ait ithal edilmiş Yunan seramiği, Helenistik
Çağ ve Roma Dönemine ait malzemeler sergilenmektedir. Son bölümde ziyaretçiler
Gordion’da ele geçen mühür ve sikke örneklerini izleme imkanı buldular.
Yağcı, özellikle mezar yapıları ve
içindeki insan iskeletleri en çok yorum yapılan ve ilgi çeken kısım oldu, dedi.
Son yıllarda Gordion Müzesi’nin var olan potansiyeli ve Polatlı’nın tanıtımına
da sunacağı katkı burada yeni düzenlemeler yapılmasını gündeme getirdi.
Şimdilik bu çalışmalar içinde 180 m2’lik yeni depo binası, 150 m2’lik ek teşhir
salonu, 30 m2’lik laboratuvar ve 35 m2’lik görüntü ile bilgilendirme salonu,
5000 m2’lik yeni açık hava teşhir alanı yapılanların belli başlıları arasında
sayılabilir. Gezimiz sürerken araç içinden yol boyunca tüm coğrafyaya dağılmış
höyük tepecikleri ayrı bir ilgiyle karşılandı ve bu tepecikler mısır
piramitlerine benzetildi. Yabancılar var olan bu mezar höyüklerinin
piramitlerdeki mezar tekniğine benzediğini söyleyerek oradakilerin mimariyle,
buradakilerin yığma usulü olduklarını belirtti.
GORDİON’DA TÜMÜLÜSLERİNDE FRİG İLERİ GELENLERİ VURDULAR
Yağcı bir Turist rehberi edasıyla bu
höyükleri şöyle anlattı: “Gordion çevresi geniş bir alan üzerinde M.Ö. 8. asrın
son çeyreği ile M.Ö. 6. asrın ortalarına kadar uzanan bir zaman dilimine
tarihlenen çeşitli ölçülerdeki tümülüslerle kaplıdır. Tümülüsler Frig soyluları
ve ileri gelen kişilerin mezarlarıdır. Bu tümülüslerin içinde 300 m .’lik çapı 55 m .’lik yüksekliği ile Midas
Tümülüsü en muhteşem bir görüntüye sahiptir. Midas Tümülüsü’nün kazısı 1957
yılında gerçekleşmiş olup 1960’lı yılların başlarında Türk mühendisliğinin
şaheseri beton destek konstrüksiyonunun tamamlanması sonucu halkın ziyaretine
açıldı” diye anlattı.
KAYABAŞI MOZAİĞİ GÖZ KAMAŞTIRDI
Müze bahçesindeki mozaikler ayrı bir ilgiyle karşılandı: 1989 yılında Polatlı İlçesi, Kayabaşı Köyü’nde temel kazısı sırasında ortaya çıkartılan M.Ö. III. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi mozaiği, ev sahibi tarafından Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne bildirildikten sonra ve müze tarafından kazısı aynı yıl gerçekleştirildi. Yer darlığı nedeniyle taşınamayan mozaik, 1999 yılında başarılı bir çalışma sonucunda Gordion Müzesi’nin yeni bahçesine taşınıp ve yarı kapalı bir mekan içine monte edildi. 6,60 x7,70 m . ölçülerindeki
mozaiğin merkezinde hayvan motifleri, çevresinde ise geometrik bezemeler yer
alıyor.
Müze bahçesindeki mozaikler ayrı bir ilgiyle karşılandı: 1989 yılında Polatlı İlçesi, Kayabaşı Köyü’nde temel kazısı sırasında ortaya çıkartılan M.Ö. III. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi mozaiği, ev sahibi tarafından Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne bildirildikten sonra ve müze tarafından kazısı aynı yıl gerçekleştirildi. Yer darlığı nedeniyle taşınamayan mozaik, 1999 yılında başarılı bir çalışma sonucunda Gordion Müzesi’nin yeni bahçesine taşınıp ve yarı kapalı bir mekan içine monte edildi. 6,60 x
POLATLI’DA YAZ AYLARINDA OTELLER FUL
DOLU, YER BULUNMUYOR
Her mevsim gelebilecek turistlere
karşı elverişli ortamın eksik olduğu vurgulanırken yetkililere Polatlı
Turizminin önündeki bu engellerin kaldırılması için seslenildi. Turistlerden
birisi ise kesinlikle kendi ülkelerinde olmadığını hangi müze olursa olsun, kaç
misafir gelirse gelsin hepsine aynı nezaketi ve hoşgörüyü gösterdiklerini ifade
etti. Gruptan Karadağlı İrina Solomko, deniz turizminin kendi ülkesinde de var
olduğunu ve insanların Türkiye’ye gelmek için farklı özellikler aradıklarını
belirterek bunların Polatlı’da var olduğunu; ama uygun tarihi alanlarda
konaklama ve yiyecek alanlarının da olmadığını dile getirdi. Gezmeye geldikleri
bu yerin çok gizemli ve çekici bir havası olduğunu; fakat ihtiyaçlarını
karşılayacak hiçbir yerin olmadığını ‘Kaderine terk edilmiş gibi’ benzetmesini
kullanarak dile getirdi.
ASTHOVA, SOLOMKO: TÜRKİYE’NİN TARİHİ,
GİZEMLİ VE TARİHİ DÜNYASI ÇOK MİSTİK
İrina Solomko ülkesinde emlakçılık ve seyahat
acenteliği görevlerini yürütüyor. Bu aksaklıkların dışında tarihi mekanları ve
savaş anıtlarına hayran kaldığını ilk defa geldiği Türkiye’ye artık sürekli
geleceğini söyledi. Anastasia Astahova genç bir medya mensubu, Rusya Devlet
radyosunda çalışıyor. Ayrıca bir haber web sayfasının Genel Yayın Yönetmeni. Anastasia
Türkiye ‘yi çok sevdiğini ve sürekli gidip geldiğini söyleyerek Türkiye’ye ve
Türk diline aşina olduğunu belirtti. Özellikle Osmanlı Balkan Tarihine çok
meraklı olduğunu bunun için Tarih bölümü okuduğunu anlattı. Türkiye’nin her
yerine gittiğini belirten Astahova, ülkemiz hakkındaki düşüncelerini şöyle dile
getirdi; “Rusya’da ve kuzey ülkelerinde Türkiye sıcak ülke olarak sadece
Antalya ve İstanbul’dan ibaret bir ülke olarak biliniyordu. Ülkeniz hakkında
hiç kimsenin en ufak bir bilgisi yoktu, sıcaklığından dolayı Mısır’a
benzetiliyordu. Böyle gezilerle Türkiye’nin tarihi, gizemli dünyası ve
mistik havasını açığa çıkardığından herkes merak edip geliyor” dedi.
ASTHOVA: TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKADA TANITIM POLİTAKASI ÇOK ETKİN
Türkiye’nin dış politikada uyguladığı
tanıtım projesinin işe yaradığını, kendi radyoları başta olmak üzere tüm basın
organlarında Türkçe yayınlar yapıldığını dile getirdi. Çalıştığı ‘Rusya’nın
sesi’ radyosunun 65 dilde yayın yaptığını bunun içinde Türkçe'nin de
bulunduğunu belirtti. İlçemizin ve ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak için her
yayında Türkiye’yle ilgili haberler yapıldığını ve sunulduğunu da ekledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder