30 Ağustos 2013 Cuma


Rus radyocu sosyal paylaşım sitesinden Türkiye’nin Zafer Bayramı’nı kutladı

Asthova :Tüm Türk arkadaşlarım, zafer bayramı kutlu olsun!
 30 Ağustos Zaferi kutlamalarına yabancılardan tebrik geldi.  Rus radyocu Anastasia Astahova sosyal paylaşım sitesinden Türkiye’nin Zafer Bayramı’nı kutladı
 ASTHOVA TÜRKİYE'NİN ZAFER BAYRAMINI KUTLADI
 Rus radyocu Anastasia Astahova sosyal paylaşım sitesinden Türkiye’nin zafer bayramı’nı kutladı
Anastasia Astahova genç bir medya mensubu, Rusya Devlet Radyosunda çalışıyor. ayrıca bir haber web sayfasının genel yayın yönetmeni. Anastasia Asthova, Türkiye ‘yi çok sevdiğini ve sürekli gidip geldiğini söyleyerek Türkiye’ye ve Türk diline aşina olduğunu  Ayme Ajans bünyesinde çıkan Polatlı postası’nı ve Radyo Kent stüdyosunu  ziyaretinde geçtiğimiz aylarda dile getirmişti. Türkiye’nin her yerine gittiğini belirten Astahova, ülkemiz hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdi; “Rusya’da ve kuzey ülkelerinde Türkiye sıcak ülke olarak sadece Antalya ve İstanbul’dan ibaret bir ülke olarak biliniyordu. Ülkeniz hakkında hiç kimsenin en ufak bir bilgisi yoktu, sıcaklığından dolayı Mısır’a benzetiliyordu. Böyle gezilerle Türkiye’nin tarihi, gizemli dünyası ve mistik havasını açığa çıkardığından herkes merak edip geliyor” dedi.



 GORDİON VE DUATEPE’Yİ GEZMEYE GELDİLER
Geçtiğimiz aylarda  üç kişilik yabancı grubu, Duatepe'ye çıkarak Türk İstiklal savaşının en önemli mevzilerinden birini yerinde inceledi. Burada, yabancılara rehber tarafından Dua Tepe ve Sakarya savaşıyla ilgili bilgiler anlatıldı. Turistler tarihimizi çok etkileyici bulduklarını söylediler. Turistlerin bazıları özellikle Rus kökenliler, Osmanlı tarihine olan ilgisinden dolayı bu bilgilere aşina olduğunu söyledi. Daha sonra Polatlı girişindeki dur işareti yapan asker heykeli gösterilerek düşmanın buraya kadar geldiği, buradan geri püskürtüldüğü anlatıldı. Sakarya meydanındaki düşmanın burada durdurulup geri püskürtülmesini, Turistler 2. Dünya savaşında Almanların Moskova önlerine kadar gelip buradan geri püskürtülmesine benzetti. Türk Milletinin Tarihine sahip çıkması ve böyle anıtlarla onları anmasını çok güzel bulduklarını söylediler. Bundan sonra imkan buldukça sayısı kaç olursa olsun yabancıları getirip kendi otelinde konaklamalarını sağlayacak ve onlara Polatlı’yı gösterecek. İlçemizin büyük bir turizm potansiyeli olduğunu söyleyen Yağcı, kendisinin bu alanda yatırım yapmak istediğini; fakat Polatlı yönetiminden destek beklediğini belirtti.
POLATLI’NIN TURİZM GELECEĞİ: GORDİON
Yolumuz, onun ardından misafirlerin en çok merak ettikleri Gordion şehir kalıntıları, Kral Midas’ın tümülüsü ve müzedeki eserleri görmek için bu tarafa düştü. Müze alanının, Friglerin mobilya yapımında kullandıkları sedir, kokulu ardıç, şimşir, sarıçam, ceviz ve porsuk fidanlarıyla ağaçlandırıldığını görünce ev sahibi olarak bu yönden gururlandık. Müze’de dönemin çeşitli eşyaları ve mezar kalıntılarını gördük. Ne kadar müze yetkililerinden her hangi yardım veya rehberlik, karşılama göremesek de buradaki gizem hepsinin üzerini örttü. Müze içerisinde var olan bu eksikliklerden ev sahibi olarak bizler rahatsız olsak da gelen turistlerle tarihimizi paylaşmanın ve Anadolu'muzun gizemini anlatmaktaki heyecanımızdan görmezden geldik. Kral Midas’ın tümülüsüne giren Turistler buradaki mezarla karşılaştıktan sonra korku ve merak duygusuyla karışık bir duyguya kapıldılar.
İKBALS  TURİSTLERE GORDİON’U GEZDİRDİ




 Durali Yağcı, dışardan gelen konuklara hem tümülüsler hem de müze hakkında bilgiler verdi. Gordion Müzesi; 1963 yılında, şimdilerde Yassıhöyük olarak tanınan 500 nüfuslu küçük bir köyün yanında kuruldu. Bugün Gordion Müzesi’nde kronolojik bir sergileme sunuluyor, her dönem karakteristik örneklerle temsil ediliyor. Üç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri, bunu takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemine ait eserler yer alıyor. Bu eserler içinde Erken Demir Çağı’na ait el yapımı çanak-çömlekler, Erken Frig Çağına ait demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmektedir. Yeni sergi salonunda panoramik vitrin içinde M.Ö. 700 yıllarına tarihlenen tahrip katına ait tipik bir yapı sergilenmektedir. Yeni salonun geri kalan kısmında M.Ö. 6- M.S. 4. yüzyıla ait ithal edilmiş Yunan seramiği, Helenistik Çağ ve Roma Dönemine ait malzemeler sergilenmektedir. Son bölümde ziyaretçiler Gordion’da ele geçen mühür ve sikke örneklerini izleme imkanı buldular.
YAĞCI: TURİST REHBERİ GİBİ ÇALIŞIYOR
Yağcı, özellikle mezar yapıları ve içindeki insan iskeletleri en çok yorum yapılan ve ilgi çeken kısım oldu, dedi. Son yıllarda Gordion Müzesi’nin var olan potansiyeli ve Polatlı’nın tanıtımına da sunacağı katkı burada yeni düzenlemeler yapılmasını gündeme getirdi. Şimdilik bu çalışmalar içinde 180 m2’lik yeni depo binası, 150 m2’lik ek teşhir salonu, 30 m2’lik laboratuvar ve 35 m2’lik görüntü ile bilgilendirme salonu, 5000 m2’lik yeni açık hava teşhir alanı yapılanların belli başlıları arasında sayılabilir. Gezimiz sürerken araç içinden yol boyunca tüm coğrafyaya dağılmış höyük tepecikleri ayrı bir ilgiyle karşılandı ve bu tepecikler mısır piramitlerine benzetildi. Yabancılar var olan bu mezar höyüklerinin piramitlerdeki mezar tekniğine benzediğini söyleyerek oradakilerin mimariyle, buradakilerin yığma usulü olduklarını belirtti.
GORDİON’DA TÜMÜLÜSLERİNDE  FRİG İLERİ GELENLERİ VURDULAR
Yağcı bir Turist rehberi edasıyla bu höyükleri şöyle anlattı: “Gordion çevresi geniş bir alan üzerinde M.Ö. 8. asrın son çeyreği ile M.Ö. 6. asrın ortalarına kadar uzanan bir zaman dilimine tarihlenen çeşitli ölçülerdeki tümülüslerle kaplıdır. Tümülüsler Frig soyluları ve ileri gelen kişilerin mezarlarıdır. Bu tümülüslerin içinde 300 m.’lik çapı 55 m.’lik yüksekliği ile Midas Tümülüsü en muhteşem bir görüntüye sahiptir. Midas Tümülüsü’nün kazısı 1957 yılında gerçekleşmiş olup 1960’lı yılların başlarında Türk mühendisliğinin şaheseri beton destek konstrüksiyonunun tamamlanması sonucu halkın ziyaretine açıldı” diye anlattı.
KAYABAŞI MOZAİĞİ GÖZ KAMAŞTIRDI

Müze bahçesindeki mozaikler ayrı bir ilgiyle karşılandı: 1989 yılında Polatlı İlçesi, Kayabaşı Köyü’nde temel kazısı sırasında ortaya çıkartılan M.Ö. III. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi mozaiği, ev sahibi tarafından Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne bildirildikten sonra ve müze tarafından kazısı aynı yıl gerçekleştirildi. Yer darlığı nedeniyle taşınamayan mozaik, 1999 yılında başarılı bir çalışma sonucunda Gordion Müzesi’nin yeni bahçesine taşınıp ve yarı kapalı bir mekan içine monte edildi. 6,60 x 7,70 m. ölçülerindeki mozaiğin merkezinde hayvan motifleri, çevresinde ise geometrik bezemeler yer alıyor.
POLATLI’DA YAZ AYLARINDA OTELLER FUL DOLU, YER BULUNMUYOR
Her mevsim gelebilecek turistlere karşı elverişli ortamın eksik olduğu vurgulanırken yetkililere Polatlı Turizminin önündeki bu engellerin kaldırılması için seslenildi. Turistlerden birisi ise kesinlikle kendi ülkelerinde olmadığını hangi müze olursa olsun, kaç misafir gelirse gelsin hepsine aynı nezaketi ve hoşgörüyü gösterdiklerini ifade etti. Gruptan Karadağlı İrina Solomko, deniz turizminin kendi ülkesinde de var olduğunu ve insanların Türkiye’ye gelmek için farklı özellikler aradıklarını belirterek bunların Polatlı’da var olduğunu; ama uygun tarihi alanlarda konaklama ve yiyecek alanlarının da olmadığını dile getirdi. Gezmeye geldikleri bu yerin çok gizemli ve çekici bir havası olduğunu; fakat ihtiyaçlarını karşılayacak hiçbir yerin olmadığını ‘Kaderine terk edilmiş gibi’ benzetmesini kullanarak dile getirdi.
ASTHOVA, SOLOMKO: TÜRKİYE’NİN TARİHİ, GİZEMLİ VE TARİHİ DÜNYASI ÇOK MİSTİK
 İrina Solomko ülkesinde emlakçılık ve seyahat acenteliği görevlerini yürütüyor. Bu aksaklıkların dışında tarihi mekanları ve savaş anıtlarına hayran kaldığını ilk defa geldiği Türkiye’ye artık sürekli geleceğini söyledi. Anastasia Astahova genç bir medya mensubu, Rusya Devlet radyosunda çalışıyor. Ayrıca bir haber web sayfasının Genel Yayın Yönetmeni. Anastasia Türkiye ‘yi çok sevdiğini ve sürekli gidip geldiğini söyleyerek Türkiye’ye ve Türk diline aşina olduğunu belirtti. Özellikle Osmanlı Balkan Tarihine çok meraklı olduğunu bunun için Tarih bölümü okuduğunu anlattı. Türkiye’nin her yerine gittiğini belirten Astahova, ülkemiz hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdi; “Rusya’da ve kuzey ülkelerinde Türkiye sıcak ülke olarak sadece Antalya ve İstanbul’dan ibaret bir ülke olarak biliniyordu. Ülkeniz hakkında hiç kimsenin en ufak bir bilgisi yoktu, sıcaklığından dolayı Mısır’a benzetiliyordu.  Böyle gezilerle Türkiye’nin tarihi, gizemli dünyası ve mistik havasını açığa çıkardığından herkes merak edip geliyor” dedi.
ASTHOVA: TÜRKİYE’NİN  DIŞ POLİTİKADA TANITIM POLİTAKASI ÇOK ETKİN
Türkiye’nin dış politikada uyguladığı tanıtım projesinin işe yaradığını, kendi radyoları başta olmak üzere tüm basın organlarında Türkçe yayınlar yapıldığını dile getirdi. Çalıştığı ‘Rusya’nın sesi’ radyosunun 65 dilde yayın yaptığını bunun içinde Türkçe'nin de bulunduğunu belirtti. İlçemizin ve ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak için her yayında Türkiye’yle ilgili haberler yapıldığını ve sunulduğunu da ekledi.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder