9 Eylül 2013 Pazartesi

SARIHALİLLİLER: BAŞKAN ÇELİK, SEVGİ VE YILMAZ VE MUHTAR ERDOĞAN KÖYÜNDE BULUŞTU

Çelik: 10 yıllık Başkanlığımda köyümde bir ‘Çoban Dam’ım’ oldu

Belediye başkanı Yakup Çelik, 2006 yılında kaybettiği babası Fevzi Çelik ve geçen yıl vefat eden yeğeni Nalan Ünalan için, Sarıhalil Köyü Camii’nde verdiği Mevlid-i Şerif’le konuklarını ağırladı. Başkanlık döneminden beri icraatlarını basın mensupları ve vatandaşlar olarak yakından takip ettik, izledik, yorumladık. Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik, bugüne dek siyaseti ve hizmetleriyle gazete sütunlarımızda yer aldı. Ama bugün Belediye Başkanı Yakup Çelik’i Sarıhalil Köylüsü olarak konuklarını ağırlarken tanıdık. Mevlid-i Şerif ve evinde verdiği ikramın ardından kendi köylüsü olan gazeteci Sevgi Yılmaz’ın sorularına yanıt verdi. Ayrıca Bir Sarıhalilli olarak davetlisi olduğum Mevlid-i Şerifte Başkanın Eşi Ayşe Çelik, Başkan Yakup Çelik ve annesi Latife Çelik Hanımefendiyle o güne özel röportajlar gerçekleştirdik.

BAŞKAN MEVLİD SONRASI KONUKLARA TEŞEKKÜR ETTİ
Sarıhalil Köyü Camii’nde Başkan Yakup Çelik, 2006 yılında kaybettiği babası Fevzi Çelik ve geçen yıl vefat eden yeğeni Nalan Ünalan için, Sarıhalil Köyü Camii’nde verdiği Mevlid-i Şerif sonrasında katılan cemaate teşekkür konuşması gerçekleştirdi. Çelik, konuşmasında, “Bir Sarıhalilli olarak hepinize bütün köylüme Polatlı’dan gelmiş olan misafirlerime çok teşekkür ediyorum. Burada babam Fevzi Çelik ve yeğenim Nalan Ünalan için Mevlid-i Şerif okuttuk aynı zamanda Sarıhalil Köyü Mezarlığındaki diğer merhum ve merhume köylülerimiz ve akrabalarımıza da dua ettik bunun için köy hocasına da teşekkür ediyorum. Mevlit programımız evimizin bahçesindeki yemek ikramıyla devam edecektir. Öncelikle Sevgi Yılmaz’ı köyüme basın mensubu olarak değil;köylüm olduğu için davet ettim. Geçen yıl bu vakitler bir kızımızı kaybettik. Onun yavrusu da bizim emanetimiz. Bu emanetin doğum günü ve kızımızın vefat yıldönümü aynı şekilde babamda 2006 yılında bu aylar ve günlerde rahmetli olmuştu. Oradan yola çıkarak Eşim Ayşe Hanımla akraba dostlarla beraber olmak için Mevlid-i Şerif okutalım istedik. Aynı zamanda aile geniş ve torunlar birbirini tanısın istedik. Böylece bütün geçmişimizi yad ettik.. Çevremizde yakın arkadaşlarımızı çağırınca eş dost akraba bu merasimde buluştuk”dedi. 
SARIHALİL GELENEKLERİNE UYGUN PİLAV DÖKTÜK
Başkan Çelik, bu merasimde yemek adetini tabldotla değil, eski usul ve köyümün geleneklerine uygun olarak düğün pilavı gibi ‘Aş dökme’ şeklinde gerçekleştirdik, dedikten sonra düğün pilavının hazırlanması aşamasını da anlattı. Çelik, “ Validem yemek konusunda hünerlidir. Kızkardeşlerim, teyze kızlarım, hala çocuklarım da aynı şekilde hünerli yemekler hazırlanırken anneme yardımcı oldular. Yufkaları da kendileri açıp tandırda pişirdiler. Üstelik tatlılar da hazır değil; el baklavası. Yemekler köy ocağında doğal ortamda hazırlandı her şey dopla ve bütün ikram Sarıhalil geleneklerine uygun olarak organize edildi. Aslında Mevlid-i Şerif kaynaşmaya vesile oldu. Allah herkesten razı olsun” diye konuştu. 
ÇOCUKLUĞUM SARIHALİL’DE GEÇTİ
Çelik daha sonra sözlerine şöyle devam etti: “Sarıhalil’in konağı yapılıyor tamamlanmış olsaydı konuklarımızı orada ağırlardık. Bu sonbahar gününde hava güzel olunca bahçede yemek servisi hepimizi memnun etti. Benim Çocukluğum Sarıhalil’de geçti. Başka bir yerde ev sahibi olmayı tercih etmedim.Köyümde oturmamın sebebi çocukluğumun burada geçmesi. Buraya yönelik bir aidiyet hissediyorum. Köye geldiğim vakit geçmişe ve hatıralara doğru gidiyor ve kendimi yeniden çocukmuşum gibi hissediyorum. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin hala biraz çocuk kalıyor. 
NE ZAMAN BUNALSAM KÖYÜME GELİNCE HUZURLA DOLUYORUM
Başkan Çelik’le baba ocağımızda, iki köylü ve iki toprak olarak Sarıhalil günlerimizden de söz ettik. Çelik, “İnsanı var eden hatıralarıdır, geçmişi olmayanın geleceği olmaz. Ben ne zaman bunalsam çocukluğuma döner ve o dönemleri hatırlayarak içim huzurla dolar. Bir Sarıhalilli olarak hayatımın büyük çoğunluğunun geçtiği yer olduğu için çok özel bir yere sahiptir. Bizim çelik çomak oynadığımız yollar, sokaklar, caddeler, doğduğumuz köyümüz burası. Köy mezarlığında akrabalarım, benimle yaşıt olan arkadaşlarımdan yatanlar var. Buraya gelerek onları hatırlıyorum, her gelişim de mezarlıkta yatan bütün büyüklerimize ve vefat eden akranlarımıza bir Fatiha okuyorum. Açıkçası Sarıhalil ve dolayısıyla Polatlı’ya olan organik bağlarım çok güçlü”dedi.
KÖYÜME VE POLATLI’YA AYRI BİR SEVGİ DUYUYORUM
Bu köyün evladı olmaktan gurur duyan Yakup Çelik, köyüme ve Polatlı’ya ayrı bir sevgi duyuyorum. Hem köyüm hem Polatlı için bir şeyler yapmayı kendime görev ve hizmet verirken bu yolda büyük bir aşk duyuyorum. Polatlı için yaptığım ve yapacağım işler, geçmişe dönersek doğrusu; bir zamanlar Polatlı için hayal olan işlerdi. 
ÇOCUKLUĞUMDA EN ÇOK ‘GÖMMELİ ÇELİK VE UZUN EŞEK OYUNU’OYNARDIK
Başkan Yakup Çelik, çocukluğuna dönerek o günlerde en çok arkadaşlarımla uzuneşek ve gömmeli çelik diye bir oyunumuz vardı onu oynardık dedikten sonra çocukluk hatıralarını bizimle paylaştı: “Her köy çocuğunun zihninde çocukluğundan; ilkokul arkadaşları, hatıraları vardır, çobanlık yaptıysa hayvanları vardır, arkadaşlarıyla birlikte oynadığı oyunları vardır. Çocukken en fazla arkadaşlarımla uzun eşek oynuyordum. Birde Gömmeli çelik diye bir oyun vardı, o oyunu da çok oynardık. 4-5 kişilik bir oyundu. Bahar mevsiminde yerlerin yemyeşil olmasını beklerdik. Yumuşak yerlerde çomağı atarsın uzağa, o çomağa getirene kadar çukurunu kazarlar. Çelik çomağın farklı daha ağır bir türüdür.”
BAŞBAKAN SIKINTILI OLDUĞUNDA RÜYAMDA BİZİM KÖYDE BULUŞUP DERTLEŞİRİZ

Çelik, köyde gördüğü rüyaların bile çok anlamlı olduğunu söyleyerek:” Çoğu kez rüyalarımda veya kendimle başbaşa kaldığımda kendimi köyde görürüm. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendinin ne zaman bir sıkıntı yaşadığını görsem köyümde rüyamda görürüm. Köyümde buluşur konuşup dertleşiriz. Özellikle onun bunaldığı, sıkıldığı dönemde rüyalarımda burada köyümdeki evimde buluşuruz, çay içeriz” dedi. 
ANNEM, SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETMESİYLE DİSİPLİNİYLE HAYATIMIZA YÖN VERDİ
Başkan Çelik, validesiyle kazanların başında yemek ikramına nezaret ederken, bir yandan da annesinin Çelik Ailesi üzerindeki önemine dem vurarak: “Anneme Sarıhalil’de avukat adını taktılar. Eskiden beri avukat lakabıyla tanınır, çağırılır. Çünkü annem iyi konuşur, ağzı laf yapar. Sorunlara çözüm üretişi, liderlik vasfı ve dominantlığı köyde çok iyi bilinir. Dilinden duayı, elinden tesbihi eksik etmez. Namazında niyazında bir kadındır. Çok dakik bir insandır. 
‘SAAT 10 YATAĞA KON, SAAT 3 YATAKTAN UÇ’
Kaç yaşında olursa olsun annelerin gözünde küçük bir çocuk gibi oluyoruz diyen Başkan Çelik, şimdiki düzenli ve disiplinli bir hayatımız varsa anneme borçluyuz. Çocukken bize, ‘Saat 10 yatağa kon, saat 3 yataktan uç’sözünü söylerdi. Hala Her gün nerede olursa olsun bizleri sabah namazına kaldırır” diye anlattı.
HAYALLERİM ARASINDA BAŞKANLIK HİÇ YOKTU!
Çelik, Polatlı’ya Belediye Başkanı olacağımı çocukluktan gençliğime hiç aklıma getirmemiştim. 1995 yılına kadar Polatlı’da Milli Eğitim’de öğretmendim. Eğer Belediye Başkanlığı veya adaylığı düşünüyor olsaydım herhalde istifa edip Konya’ya gitmezdim. 
O YILLARDA İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ OLABİLİRDİM
AK Parti’nin 2002’de kurulmasıyla birlikte -bu arada 28 Şubat süreci de yaşanmıştı- benim gibi siyasete mesafeli olan bir çok entelektüel arkadaşım siyasete ilgi duymuştur ve siyasetin için de bulunmuştur. Ben de siyasete o dönemde bu vesile ile girdim. Ondan önce Refah Partisinde siyaset yapan arkadaşlara ilgimiz vardı. 
BİR İNSANDA BÜTÜN İNSANLIK HALLERİ VARDIR
Başkan Yakup Çelik, gazetecilerin, göreviniz boyunca çok daraldığınızda neler yaparsınız sorusuna şöyle yanıt verdi: “ Başkanlığım süresince bazen eve gittiğimde Montaigne’in dediği gibi ‘Bir insanda bütün insanlık halleri vardır’ bu söz çok doğrudur. Bazen dersiniz ki öyle bir olay yaşarsınız ki Yapılacak iş mi bu Belediye Başkanlığı da diye söylenirsiniz. Çoğu zaman da millet, memleket, insanımız için güzel bir iş yapmışsınızdır, bunu kimseler bilmese de siz bilirsiniz. Yani iyi ki ben Belediye Başkanıyım, iyi ki bu koltukta ben oturuyorum dersiniz. Bazen hiç ummadığınız yerlerden çok güzel dualar alırsınız.”
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA ÇALIŞIRKEN DURUMUM İYİYDİ
Çelik, bazen kendi kendime düşünüyorum; Milli Eğitim’de çalıştığım veya Konya’da özel eğitim kuruluşlarında çalıştığım zamanlarda durumum çok iyiydi, hatta daha iyi olabilirdi. Polatlı Belediye Başkanlığını tercih etmem ve siyasete atılmam kesinlikle bir çıkar beklediğim için değil; aksine Polatlı’ya memleketim, toprağım olduğundan, köyümün burada olmasından dolayı bir bağlılık, sevgi duymamdan ve tamamen amacım hizmet etmektir. Aday olurken kendim için de olsa başka bir amaç gütmedim. Bunu 10 yıllık Belediye Başkanlığı dönemimde kendime ait bir mal varlığımın olmaması, sadece evimin olmasından görülebilir”dedi.
MAL MÜLK ŞEHİR EFSANELERİ KOCA BİR YALAN!
KÖYÜMDE SADECE BİR ‘ÇOBAN DAMIM’ VAR
Başkan Çelik, bugüne kadar malım mülkü olduğuna dair şehir efsaneleri çok dolandı. Yanıt vermeye gerek görmedim. Sayın Yılmaz köylüm olarak siz sordunuz ben yanıt veriyorum bu vesile ile dedikten sonra şöyle konuştu. Çelik: “Siz de biliyorsunuz bazı şehir efsaneleri vardır; Malı, mülkü var; rantı var diye. Aslı yok bunların hiç birinin. Ben gariban bir köy çocuğuyum. Köyde bir çoban damımız var. Kimilerine göre villaymış burası, halbuki 80 metrekare bir ev. Varlıklı biri değilim. Elhamdülillah bir evim var bir arabam var. O da memuriyette her memurun edinebildiği mallardır” diyerek bu konuya da gazetemiz aracılığıyla açıklık getirdi. 
BU KADAR YERİ İMARA AÇMIŞIM, BİR METREKARE YER ALMAMIŞIM
Çelik, Milli eğitimde çalışırken öğrencilerimle çok iyi ilişkilerimiz vardı. Onlarla aramıza asla maddiyat girmezdi. Bir ihtiyaçları olduğuna karşılamaya çalışırdık. Milli eğitimi bırakıp özele geçtiğim de çok daha iyi şartlardaydım. Ama para için yaşanmaz. Bizim nesil bir dava peşinde büyümüştür ve hedefleri olmuştur. Hedeflere ulaşabilmek için benim fikri temellerimi oluşturan husus, Milli Türk Talebe Birliğidir. Mesleğimizde oradan gelen bir bakış açımız, bir dünya algımız var. Hep o dünya için o ideallerin peşinde koşan insanlar olduk. Bizim para derdimiz olmadı. Eğer olsaydı; siyaset, parti, Belediye Başkanlığı rant alanı olarak gözüken yerlerdir. Şunu dile getirmek doğru mu bilmiyorum; ama 10 yıllık Belediye Başkanlığı dönemimde Polatlı’da bu kadar yeri imara açmışım, bir metrekare yer almamışım. Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik’i anlatmak için herhalde bu bilgi yeterli olur. Bu şekilde bir yakınımı koruduğumu hiç kimse söyleyemez”diyerek atıfta bulundu. 
SOSYAL HAYATTA MESAFELİ KALMAK DA FAYDA VAR;
HAYATIMDA MAGAZİN MALZEMESİ OLMADIM,
Çelik sosyal hayatta mesafeli olduğundan dolayı eleştirenlere de şu yanıtı verdi. Başkan Çelik: “Polatlı Belediye Başkanlığı görevim boyunca mesafeli olduğum söylenir ama şahsen sosyal hayatta mesafeli kalmakta fayda olacağına inanıyorum. Çünkü bize göre özel hayatımızda kendimize aittir, o konuda kimseye samimi olacağım diye hayatımda magazin malzemesi olmadım, olanı da sevmem. Magazinsellik üzerinden sempatik gözükmeye çalışmak kanaatimce çok doğru değildir. Bir Belediye Başkanının dürüstlüğüne, çalışkanlığına, ilişkilerinde samimiyet aranır. Ayrıca bulunduğu şehire kazandırdıkları ve bu konuda samimiyeti sorgulanır. En nihai meselemiz oy da değildir; siz Allah rızası için iş tutarsınız, insanlar da yaptığınız işlere bakar. Bu dünyada gelip geçiciyiz. Nihai hedefimiz Allah rızası gözetmek ve duadır” şeklinde konuştu.
BABA OCAĞINI İHYA ETSİNLER
Çelik, kısacası kim ne derse desin köydeki ‘çoban damı’ dediğim evimin bahçesinde çok dinleniyorum. Polatlı’da veya başka bir yerde hobi bahçesi niteliğinde ev almak yerine köydeki evimi tercih ederim. Polatlı’nın yakın köylerinde oturan arkadaşlara aynı şeyi öneririm. Sık sık köyüme gelerek o aidiyet duygumla kendimi dinlenmiş hissediyorum. Bazen iş yoğunluğum dolayısıyla bir hafta 15 gün gelemediğim zaman misafirimi de alarak köye geliyor balkonda bir çay içip dinleniyorum.Şahsen arkadaşlarıma öneririm , gidip baba ocağını ihya etsinler. Yazlık düşüncesi ile edinilen evlerini köy evinde gerçekleştirebilirler. Geçmişlerimiz, köklerimiz köyümüzde, dedi. 
AYŞE ÇELİK, BUGÜN YANIMIZDA OLAN DOSTLARIMIZA ÇOK TEŞEKKÜRLER
Başkan Çelik’in eşi Ayşe Çelik, Mevlit sonrasında bizimle duygularını paylaşarak şunları söyledi: “Bu güzel ve dualı günde bizlerle beraber olan eşime ve dostuma çok teşekkür ederim. Önce Mevlid dinleyen daha sonra birlikte bizimle soframıza oturan eşim dostumla beraber olmaktan çok mutluyum. Yemekleri kayınvalidem yaptı. Ayrıca sizinle iki köylü olarak burada olmanızdan ve sizi evimde ağırlamaktan da hoşnut kaldım, diyerek sevincini ifade etti.
LATİFE ÇELİK: O SEKSENİNE MERDİVEN DAYAMIŞ GERÇEK BİR HANIMAĞA
Sarıhalil Köyü’nde Çeliklerin verdiği yemek ikramında hazırlık aşamasından sunumuna kadar refakat eden seksen yaşına merdiven dayamış validesi Latife Çelik,Başkan Yakup Çelik’in en önemli akıl hocası olarak Sarıhalil Köyü’nde sevilen sayılan hanımağalardan. Nam-ı diğer ‘Avukat’ lakabıyla tanınan Latife hanım, hazır cevaplığı, çalışkanlığı ve bilgeliği ile çocuklarına daima önder olmuş. Lider ruha sahip ve oldukça dominant tavırlarıyla sözünü dinletmiş.Bu gün ilerlemiş yaşına rağmen Mevlid-i Şerifte konukları ağırlamak üzere yardımcıları ile birlikte ocağın başına geçmiş. Çelik, yemeklerin tamamen geleneklere uygun hazırladık. Daha önce bu tür toplu yemekleri kendim yapardım. Ama artık yardıma ihtiyaç duyuyoruz. Bu mevlit yemeğinde bana Mediha Erdoğan, Selma Demir’le birlikte pişirdik, bilgisini verdi.
TATLIYI BEN TARİF ETTİM GELİNLER YAPTI
Latife Çelik, Sarıhalil’de kerme közünde pişen baklavanın üstüne yoktur diyerek: “Tatlıyı ben tarif ettim gelinler tek tek hamurunu açtı şerbetini döktü ve çok beğendiğiniz baklava onların marifeti” dedi.
ANNESİ, YAKUP ÇELİK’İ ANLATIYOR
Latife Çelik, aynı zamanda Sarıhalil’in ‘Levka bacısı’ bizler onu öyle tanıdık bildik. Onu ocağın başında bulunca başkan oğlu hakkına düşüncelerini sorduk. Latife Çelik: “ Yakup Çelik, itaatli, dosdoğru, dürüst, hizmetli, hürmetli bir evlattır. Allah ondan razı olsun” diye anlattı.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder